yeni e

iki aylık kültür sanat edebiyat dergisi

Don Kişot Balesi

Don Kişot balesi Miguel de Cervantes’in Don Kişot adlı romanından uyarlanmış bir eserdir. Don Kişot’un baleye ilk olarak uyarlanışı 18. Yüzyılın ortalarına tekabül eder. Bu dönemde sanatta, rönesansın katı kurallara ve matematiğe tabi, mükemmeliyetçi kompozisyon anlayışından, daha gerçekçi ve daha doğal bir anlayışa geçilmiştir. Don Kişot’un 1740’ta Franz Hilverding ve 1768’de de Georges Noverre tarafından baleye ilk uyarlamaları bu dönemde gerçekleşmiştir. 19. Yüzyılda Rus balesinin yükselişiyle beraber Rusya’da da Don Kişot yorumları gerçekleşmiş, Charles Didelot’nun Don Kişot’u 1808’de o zamanki adı Imperial Bale olan Marinsky Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir. 1809’da James Harvey D’Egville eseri kendi yorumuyla İngiltere’de sergilemiş, 1839’da ise Paul Taglioni kendi koreografisini Berlin’de sahnelemiştir. Fakat Don Kişot’un en çok bilinen ve en önemli versiyonu kuşkusuz Marius Petipa’nın koreografisini, Ludwig Minkus’un da müziklerini yaptığı ve ilk defa 26 Aralık 1869’da Moskova’da Bolşoy Tiyatrosu’nda sergilenen versiyondur. Eser kendisinden önce birçok kez sahnelenmiş olmasına rağmen Don Kişot balesinde eserin yaratıcısı olarak Marius Petipa’nın adı zikredilmektedir. Bu sebeple Petipa’yı ve onun Don Kişot’unu diğer koreograflardan ve versiyonlardan ayırmak gerekir. Petipa daha sonra 1871 yılında librettoda birtakım değişiklikler yapmış, eserin perde ve tablo sayısını arttırmıştır. Petipa’nın koreografisini, Minkus’un da müziklerini yaptığı bu versiyonun librettosu[1] yine Petipa ve Minkus’a, dekorları da Pavel Isakov, Ivan Shangin ve Fedor Shenian’a aittir. 1900 ve 1902 yılında Alexander Gorsky, Petipa’nın koreografisinde ufak değişiklikler ve yeni eklemeler yaparak eseri tekrardan sahnelemiş ve günümüzde en çok kullanılan Don Kişot versiyonlarından birini oluşturmuştur. Daha sonraki tarihlerde gerçekleşen uyarlamalara; Ninette de Valois, George Balanchine, Rudolf Nureyev ve Mikhail Baryshnikov gibi önemli isimlerin sahnelediği versiyonları örnek gösterebiliriz.

            ESERİN KONUSU

            Prolog

            Don Kişot odasında Orta Çağ dönemi şövalyelerini anlatan kitaplar okumaktadır. Kendini şövalyelerle özdeşleştirmeye başlayan Don Kişot, okuduğu kitaplardaki karakterleri ve yaşantıyı bir saplantı haline getirmeye başlayıp kendini şövalye sanmaya başlar. O sırada odasına giren yaveri Sancho’ya da kendisinin bir şövalye olduğunu ve bir şövalyenin nasıl yaşaması gerektiğini anlattıktan sonra Sancho’nun artık şövalye Don Kişot’un silahtarı olmayı kabul etmesiyle birlikte seyahate çıkarlar.

            1.Perde 

            1.Tablo

            İspanya’nın Barselona kentinde bir meydan. Meyhaneci Lorenzo’nun kızı Kitri, Basilio adlı bir gence aşıktır. Lakin Kitri’nin babası Lorenzo fakir olduğu için kızının Basilio ile ilişkisine karşıdır. Babası Kitri’nin Gamache adlı bir soylu ile evlenmesini ister. Ama Kitri’nin bunu reddedip Gamache’a vurmasıyla birlikte orada bulunan halk Kitri’nin Basilio’yu seçip aşkının peşinden gitmesiyle dans etmeye ve eğlenmeye başlar. Bu sırada boğa güreşçileri de bu eğlenceye katılırlar. Bu olaylar gerçekleşirken Don Kişot ve yaveri Sancho olayları uzaktan izlemektedirler. Don Kişot gördüğü şey karşısında çok heyecanlanır. Çünkü Kitri onun hayallerini süsleyen ve kendi şövalye kimliğine yakıştırdığı, rüyalarında gördüğü Dulciena’ya benzer. Heyecanla halkın içine karışır ve Kitri ile dans etmeyi teklif eder. Kitri de konuyu çözebilmenin yolunu Don Kişot ile dans etmekte bulur. Bu sırada bu durumu kıskanan Basil de meydandaki diğer kadınlarla dans ederek Kitri’yi kıskandırır ve aralarındaki aşk tatlı bir atışmaya döner. Lakin Kitri’nin babası Lorenzo her şeyi fark eder ve Kitri’yi engellemeye çalışır. Bu sırada Sancho ile eğlenen, onu havaya atıp tutan ve şakalar yapan halk durumu fark edip Kitri’yi ve Basilio’yu Kitri’nin babasından kurtarabilmek için hengameden yararlanıp onların kaçmasını sağlarlar. Don Kişot ve Sancho da onları takip eder.

            2.Perde

            1. Tablo

            Don Kişot ve Sancho, Basilio ile Kitri’nin bir çingene kampına sığındığını keşfeder. Oradaki atmosferin ve çingenelerin yaptığı dansların etkisiyle hayallere dalan Don Kişot, Kitri ve Basilio’nun aşkını fark eder. Hayal dünyası çok karmaşık olan Don Kişot, o an aniden çıkan fırtına karşısında korkar ve hızlıca dönen yel değirmenine saldırmaya başlar. Yeldeğirmeni ile olan kavgasından dolayı yorgun düşen Don Kişot yere yığılır ve uykuya dalar.

            2. Tablo

            Rüyaya dalan Don Kişot gözünü Dryads Krallığı’nda açar. Bu rüyada ve bulunduğu yerde hayallerindeki kadın olan Dulciena’nın şeklini almış Kitri de vardır.  

            Şafağın sökmesiyle Sancho’nun olanları fark etmesi ve Kitri ile Basilio’nun kaçtığını anlaması üzerine Don Kişot’u uyandırır. O sırada kampa Kitri’nin babası Lorenzo ile Gamache gelir. Artık Kitri ile Basilio’nun aşkını anlayan ve bundan mutlu olan Don Kişot, onlara kasıtlı olarak yanlış yolu tarif eder. O sırada Sancho bilinçsizce heyecanlanıp doğru yolu Lorenzo ve Gamache’a söyler.  

            3. Tablo

            Halk bir tavernada “fiesta” için toplanmaktadır. Dans edip, içki içip sohbet etmektedirler. Kitri ve Basilio da gelmiştir. Lakin Sancho’nun yanlışlıkla Kitri ve Basilio’nun yerini söylemesinden ötürü Lorenzo ve Gamache da oradadır. Basilio aşkını göstermek ve Lorenzo’yu ikna edebilmek için sahte bir intihar planı yapar. Kitri bunu fark eder ama halk ve Lorenzo bunu anlamaz. Don Kişot’un Lorenzo ile konuşup ikna edilmesi istenir. Lorenzo artık Kitri ve Basilio’nun evlenmesine ikna olmuştur. Basilio sevinçle ayağa kalkar. Düğün hazırlığını coşkulu bir şekilde bekler.

            3.Perde

            Final

            Kitri ve Basilio’nun düğün günüdür. Don Kişot onur konuğu olarak düğünde bulunur. Halk coşkulu bir biçimde evlenecek çifti kutlar ve danslar eder. Bir şölen havası hakimdir. Don Kişot yeni evli çifte mutluluklar dileyerek, gezgin bir şövalye olarak yeni maceralar aramak için yola çıkar.

            KOREOGRAFİK YAPI

            Eser gerek müzikleri gerekse koreografisi açısından son derece canlı, coşkulu ve hareketlidir. Don Kişot balesinde, Kuğu Gölü ve Uyuyan Güzel gibi eserlerde gördüğümüz soyluluğu betimleyen dansların yerine halkın icra ettiği danslar vardır. Eserdeki dansların İspanyol halk danslarını kendisine temel aldığı görülmektedir. Bu sebeple de karakteristik olarak seçili bir estetiğe ve yerel ögeler barındıran bir stile ve üsluba sahiptir.

            Müziklerinde de İspanyol ezgilerini yansıtan eserin halk ve yerel kültür ile olan ilişkisini koreografik açıdan da ele alabiliriz. Eserde halkın yaşantısını yansıtan canlı ve dinamik hareketler vardır. Bu dinamiklik jestlere ve dans figürlerine yansımıştır. Bu noktada bir soylunun dansıyla, halkın icra ettiği dans arasındaki farkı görmek mümkündür. Dansçı sahne üzerinde sergilediği oyunculuk ve mimiklerle halka ve köylülüğe dair gündelik ve gerçekçi bir çerçeve oluşturur. Çeşitli jest ve mimikler, kostümlerin yerel giysilere benzerliği, saç stilleri, gerçekten kullanılmasa bile elde kastanyet varmış gibi dans edilmesi, yelpaze kullanımı, hareketlerde ve pozlarda kolların ve başın konumu gibi detaylarda folklorik ögeler görmek mümkündür. Eserin koreografisine ağırlıklı olarak Flamenko, Paso Doble, Bolero, Fandango gibi İspanyol halk dansları kaynaklık etmiştir. Eserde özellikle Mercedes, Espada ve matadorların olduğu danslarda Flamenko, Paso Doble ve Fandango gibi danslarının etkisi görülmektedir. Bununla birlikte çingenelerin olduğu danslarda kadınların hareketlerinde Zambra dansından; koreografik olarak perde sonlarında kullanılan, el ele tutuşarak ve geniş daireler çizilerek yapılan danslarda da Sardana gibi danslardan alınmış ögeler görmek mümkündür.

            ESER DEĞERLENDİRMESİ

            Cervantes, Don Kişot romanını 17. Yüzyılda yazmıştır fakat eserin baleye uyarlanışı daha geç bir tarihte gerçekleşmiştir. Bu sebeple bale eserinde daha farklı bir anlatı görülmektedir. Don Kişot balesinin genel yapısına baktığımızda onu çoğu baleden ayıran şeyin hikayesi olduğu söylenebilir. Roman ve bale eseri arasındaki farklılıkların en önemli sebeplerinden biri de balenin romanın direkt olarak uyarlaması olmamasıdır. Balede romanın sadece belli bölümlerinden esinlenilmiş ve romandan daha farklı bir hikaye ortaya çıkmıştır. Balede Don Kişot karakteri tek başına hikayenin merkezinde değildir. Romanın birincil ögesi olan Don Kişot’un hikayesinden ziyade, bale eserinde birbirine aşık kasabalı bir çiftin hikayesi anlatılmaktadır. Bu çift Hancı Lorenzo’nun kızı Kitri ve köyün berberi Basilio’dur. Eserde bir nevi Don Kişot’un hayalinde canlandırdıklarını dış dünyada aradığı, bizim de hikayeyi onun gözünden izlediğimiz bir anlatı benimsenmiştir.

            Klasik balenin temel eserleri olan Uyuyan Güzel ve Kuğu Gölü gibi eserlerle kıyasladığımızda, koreografik düzenin ve dansçıların bedenlerinin daha çok gündelik hayattaki jest ve mimiklerden etkilendiği görülmektedir. Yukarıda saydığımız balelerin aksine Don Kişot’un konusu, Rüya Sahnesi hariç (ki o da Don Kişot’un düş sahnesidir) mitolojik karakterlerden ya da masalsı ögelerden uzaktır. Hikaye aslında sıradan ve hatta klişe olmasına rağmen somut ve son derece hayatın içindendir. Eserin bize gösterdiği şey coşku ve heyecandır. Sabahın erken saatlerinde hayatlarına başlayan köylülerle birlikte eser bize, saraylarda geçen ve birbirine kavuşamayan soyluların hikayesini anlatan balelerden farklı bir şey anlatmaktadır. Ana akım anlatıda sık karşılaştığımız “birbirini seven ama kavuşamayan çift” anlatısı, bu sefer halkın ve kasabalının diliyle aktarılmıştır. Fakat anlatılan hikayede sadece aşk değil, İspanya’da yaşayan ve geçimini hasat yaparak, çiçek satarak veya bir meyhanede çalışarak sağlayan insanların kendi yaşamları, kendi hikayeleri ve Kitri ve Basilio karakterlerinin aşkına olan bakışı da gözler önüne serilmektedir. Bu özellikleriyle eser, aslında masalsı ve gerçeküstü bir anlatımla değil, halkın gündelik yaşamına tuttuğu ışıkla ön plana çıkmaktadır.

            Bununla beraber gördüğümüz mekanlar saraylar değil sokaklar, kasaba, şehir meydanı gibi halka ait yerlerdir. Eserin geçtiği mekanların çoğu kamusal yaşama ait mekanlardır. Eserin başında şehrin sokaklarını ve meydanı dolduran insanları görürüz. Sonraki tabloda mekan ormandır ve çingeneler hikayeye dahil olmuştur. İkinci perdeyle beraber hikaye tavernaya taşınır. Eğlenmek için tavernayı dolduran insanların büyük çoğunluğu yine halktır. Eserin sonunda Kitri ve Basilio’nun evlendiği düğün sahnesi vardır. Bu sahne de halkın coşkulu bir şekilde kendi köylerinden iki gencin evliliğini kutladığı bir eğlenceye dönüşmüştür.

            Eser konusu itibariyle aristokrasinin estetik algısından görece daha uzak tasarlanmış ve eserin bütününde gördüğümüz karakterleri köylü halk oluşturmuştur. Bu olguları bedenlerdeki yansımada görmek mümkündür. Öznelerini köylülerin ve halkın oluşturduğu eserde, soyluların değil halkın ve köylülerin hikayesinin anlatılmaktadır. Soyluların ve burjuvanın ideallerinden, onların yaşamlarına dair ihtişam, gösteriş ve zenginlikten ziyade halkın gündelik yaşamının içinden alınmış konular anlatılmaktadır. Bununla birlikte kostüm tasarımı da yine saray balelerinden farklı olarak dönemin işçi ve köylülerinin giyindiği kıyafetlerin estetize edilmesiyle yapılmıştır. İşçi ve köylü bedeninin jest ve aksiyonları, ait oldukları sınıfın yaşantısının ve toplam davranışlarının çıktısı olmuştur. Sahnedeki dansçıların bedenlerinin daha rahat olması, çok ağır kostümler giymiş bir aristokratın hareket edişinden daha hızlı, atik ve çevik hareket edebilmeleri koreografiye yansımıştır. Bu da koreografinin dinamizmini, gücünü ve hem hikayesi hem de işlenen konu ve karakterler bakımından saray balelerinden farklılığını göstermektedir. Tüm bunlar yapılırken tabii ki klasik bale kuralları gözetilmiş, fakat hareketlerin doğal, bir kralın ya da soylunun bedeninden uzak, daha yalın ve “gerçek” jestlerin olduğu bir anlatı oluşturulmuştur.

 


[1] Libretto: Opera, operet, oratoryo, bale, müzikal, mask gibi müziksel sahne eserlerinin metinlerine verilen ad.

Arda Erkara & Ekim Deniz Akarslan
diğer yazıları