Sosyal ve siyasal basın karikatürü, 19. yüzyıl sonlarından itibaren, yani günümüzdeki sosyal medyanın ortaya çıkışından çok daha önce, toplum üzerinde etkisi olan güçlü bir iletişim aracı olduğu kadar, toplumdaki güncel eğilim ve değişimleri gözler önüne seren bir göstergedir. Sosyal ve siyasal basın karikatüründen kastim, kimi iktidarların toplumu manipüle etmek için bir güç olarak kullandıkları propagandist karikatür değil tabii, tam aksine muhalif yapıdaki editoryal karikatür sanatıdır. Ezilen, baskı altına alınan toplumlarda bu sanat dalı ne zaman yerin altında gizlenmek zorunda kalsa -ki günümüzde sosyal ağlar sayesinde bu iş çok kolayladı-, toplum üzerindeki etkisi bir o kadar güçlü olmaktadır. Bu nedenle muktedirler tarafından pek sevilmez.
Yukarıdaki tanım doğrultusunda Filistin toplumunda karikatür sanatının kök salarak gelişmesi kaçınılmazdı, öyle de oldu. Filistin’in İsrail’e karşı verdiği mücadelenin sembolü olan Hanzala tiplemesinin yaratıcısı ve maalesef 1983 yılında Londra’da bir suikasta kurban giden Naci el-Ali, Filistinli karikatür sanatçılarının öncüsü ve en tanınmışıdır. Ortadoğu ve İslam uzmanı İsrailli yazar Noam Benat’a göre Naci el-Ali, Arap dünyasında Filistin’in İsrail’e karşı verdiği mücadelenin simgesi hâline gelirken, Yaser Arafat’ı ve diğer iç iktidar figürlerini hedonist ve yozlaşmış olarak tasvir ederek eleştirmekten asla çekinmemiştir. Yine Benat’a göre, pek çok Arap karikatürcü, özellikle de Filistinliler kendilerini onun halefi olarak görmekteler. el-Ali‘nin çizgisi iki Gazzeli karikatürist tarafından günümüzde de sürdürülüyor – Hamas destekçisi Umeyye Cuha [gerçek adı Umeyye Ebu Hamada] ve Alâ el-Lakta. Ayrıca Ramallah doğumlu Ürdünlü karikatürist İmad Haccac da Naci el-Ali’nin haleflerinden.
Bir diğer Ortadoğu karikatürleri uzmanı, Kudüs İbrani Üniversitesi’nden Arapça ve İslam alanında yüksek lisans derecesine sahip olan Idit Bar, Arap karikatürünü ele aldığı blogunda Filistin karikatürünün çok fazla gücü olduğunu ve fikirleri şekillendirirken eylem çağrıları yaptığını yazdıktan sonra, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Karikatürün büyülü bir etkiye sahip olduğunu söylersem abartmış olmam. Eleştirel karikatür, Arap toplumunun ruhuna dokunmayı, bazen onu sarsmayı ve şok etmeyi başarıyor. Derslerime bir resim bin kelimeye bedeldir, ancak bir karikatür bin resme bedeldir sözüyle başlamamın nedeni budur.”
Idit Bar, çok ilginç bir saptamada bulunuyor: “İslam öncesi Arap tarihinde ‘ozan savaşları‘ geleneği vardı. Her kabilenin ozanı, rakip kabile için hiciv tarzında dizeler yazardı. Savaşmadan önce silah yerine sözcükler kullanılırdı. En alaycı şiirleri yazarak rakibini yenen ozan, kabilesinin moralini yükseltir ve genellikle savaşı kazanırdı. Günümüzde bu güç görsele, karikatüre kaydı. Karikatürle düşmana hakaret edilebilir, hatta askerî bir yenilgi bile zafermiş gibi gösterilebilir.”[1]
Mensubu olduğum ‘Cartooning For Peace’ (Barış İçin Karikatürler)[2] oluşumu sayesinde pek çok milletten karikatür sanatçılarıyla arkadaşlıklar kurdum. Fakat en yakın hissettiğim karikatürcüler arasında iki Filistinli çizer vardı: Baha Buhari ve Halil Ebu Arafe. Her ikisiyle ayrı ayrı dünyanın pek çok bölgesine, Yeni Zelanda’dan, Japonya’dan Afrika’ya, Avrupa’nın çeşitli ülkelerine yolculuk ettik. Onları İstanbul’da ağırladım, onlar da beni Ramallah’ta ve Doğu Kudüs’te misafir ettiler. Baha Buhari’yi maalesef 2015 yılında kaybettik. Halil Ebu Arafe’yle dostluğumuz ve yazışmalarımız sürüyor. Filistin karikatürü üzerine bir makale yazacak kadar donanımlı olmadığımdan bu dosya için Halil’in yardımını istedim.
[1] Ariel Bulshtein, www.israelhayom.com / 11.09.2020
[2] Cartooning For Peace, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’nın Fransız karikatürcü Plantu ile birlikte 2005 yılında kurdukları merkezi Paris’te bulunan vakıf (www.cartooningforpeace.org)