yeni e

iki aylık kültür sanat edebiyat dergisi

Uyurgezerler ve Yönsüz Flanözler

Bu yıl 30’uncusu düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisinde yer alan Öte’nin yönetmenliğini Esra Saydam ve Malik Isasis yapıyor. Esra Saydam’ın ortaklı ikinci uzun metraj filmi olan Öte, New York’tan Ermenistan’a giderken Türkiye’den geçen Lela’nın yolculuğunu konu alıyor. Film Pamukkale’den başlayıp Fethiye ve ardından Kars’a kadar uzanıyor.

Yol boyunca Lela’nın tanıştığı insanlarla kurduğu ilişkileri izliyoruz. Fakat yönetmenler Lela’nın Ermenistan’dan önceki son durağı olan Kars’ı, Lela’nın gitmesini beklemeden oradaki karakterler ile filme daha önceden bir hikâye olarak ekliyor.

Buradaki hikâyenin Lela’nın yoluna eklenmesine geçmeden önce filme dair bazı notları aktarmak istiyorum. Film Türkiye’de tek başına dolaşan siyah bir kadına dair ilginç detaylar barındırıyor. Türkiyelilerin özellikle büyük şehir ya da tatil beldelerinin turistlere aşinalığı var ama biraz daha taşrada siyah ve tek başına bir kadına dair farklı bir yaklaşım da söz konusu. Film ise bunu daha çok çocuklar üzerinden veriyor. Çocuklar kendilerine farklı gelen bu kadına garip bir ilgi duyuyor, yönetmenler bunu birkaç defa tekrarlıyor ve Lela’ya duyulan bu meraklı ilginin ten rengine dair olduğunun altını çiziyor.

Filmin anlatımına gelince özellikle müzik kullanımı son derece sıkıntılı. Hatta bazı sahnelerdeki gereksiz uzun müzikler diyalogları bile engelliyor. Lela’nın yoluna henüz çıkmadan bir yan öykü olarak verilen Kars’taki karakterler ise Ermenistan’a gideceği belli Lela’nın da filmin de yönünü iyice kaybettiriyor. Karakterlerin yöre ile uyumsuzlukları da filme eklenmeleri de fena halde yama gibi duruyor. Uzayan film, dağılan konu Lela’nın ne için yola çıktığını unutturup filmi de tavsatıyor.

 

KARGANIN UYKUSU

Yine ulusal yarışmada yer alan Karganın Uykusu ise Tunahan Kurt’un ilk uzun metraj filmi. Film kapalı bir madenin işletme müdürlüğünü yapan Nasip ve oğlu İsmail’in öyküsü. Uyurgezer olan Nasip ile oğlu İsmail arasındaki mesafeli ve travmatik ilişkiyi konu alan Karganın Uykusu ilk film olarak özellikle oyunculuk ve karakter kurgusunda başarılı. Başrol oyuncusu Ahmet Ağgün’ün (Nasip) oyunculuğunun altını çizmekte fayda var. Senaryonun sadeliği de Nasip’in uyurgezerliği ve baba oğulun yaşadığı travmayı düzgün bir şekilde konuya bağlıyor. Nasip’in yasal olmayan kimi işleri arasında oğlunu kendisinin olmadığı bir hayata hazırlamasında ya da travmasını imgelere boğmadan anlatmakta da bir denge kuruyor Yönetmen Tunahan Kurt.

Uyurgezerliği ile yaşadığı travmayı birleştiren Yönetmen seyirciye ne sevilecek ne empati kurulacak ama ne de nefret edilecek bir karakter veriyor. Oyunculuğun iyi olması da karakteri gerçeğe yakın bir profilde tutuyor.

Öte yandan filmdeki önemli bir detay da kayıt dışı göçmenler. Türkiye’deki göçmen kaçakçılığına değinen nadir filmlerden biri Karganın Uykusu. Nasip’in yasal olmayan kimi gelir kapılarından biri oluyor bu göçmenler. Ama film, özellikle Suriye’den gelen göçmenlere karşı ırkçı söylemler bu kadar yüksekken buna dair bir detay barındırmıyor. Kaçak yollarla gelip birkaç geceyi Nasip’in evinde geçirecek 25 kadar göçmene mesafeli ama yok saymayan bir yandan bakıyor. Türkçe bilen Leyla’yı ise filmin ikinci yarısından sonra hikâyeye dahil ediyor. Genel anlamıyla Karganın Uykusu iyi bir ilk film olması açısından dikkate değer.

Suzan Demir
diğer yazıları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir